bugün
yenile
    1. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      belirli bir gelişim sürecine kadar o süreçte çalışan insanların emeğinin karşılığının zamanının başka şekilde değerlendiren insanların kazancının belirli bir bölümüyle karşılanmasını anlıyorum. ama benim burada değindiğim saçmalık şu ki; devlet ve yöneticiler güç gösterisi yapmak için artık dilenci gibi değil zorba gibi okullarda kafası çalışmayan serseri cocuklar gibi insanlari sömürmesidir. ayrıca devletin insanlardan vergi alması az önce yaptığım benzetme bağlamında incelendiğinde saçmalıgı gozler önüne bir kez daha seriliyor. "çalış kendi paranı kazan amk. bir sürü olanağın var." zorbaya da devlete de denmesi gerekir bunun.
    2. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      halka hizmet vermek için vergi alınması şart ama bizim devletimiz bokunu çıkartıyor bir paket sigara aldığında bir pakette devlete sigara almış gibi oluyorsun hadi ülke gelişsin ona da razıyım hizmet gelsin razıyım da yaptıkları tek şey yol üretim durdu zaten ben niye vergi veriyorum ki sağlık hizmetleri paralı eğitim de eşitlik yok ülkede maaş dengesi yok ama vergi dengesi var hatta zenginden az fakirden çok alınıyor kısaca halkın seçtiği insanlar halkı ayakta sikiyor diyebiliriz
    3. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      "insanların diğer insanların parasıyla bedava yaşayabileceğini zannettiği kuruma devlet denir." (bkz: frederic bastiat)
    4. -2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      silivri soğuktur şimdi
    5. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      (bkz: Toplum sözleşmesi) Eğer vergilerimiz refahımızı yükseltecek ölçüde yatırımlara kullanılıyorsa saçma değildir, zaten halk ile devlet arasındaki anlaşma bunu gerektirir. Fakat devlet halkını suistimal ederse halk da sözleşmeyi feshetme hakkına sahip olur.
    6. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Her devlet vergi alır. Bir yerde almak zorunda da dersin. Ama bebek bezine özel tüketim deyip dünyanın vergisini de almamalısın ya. Bir aracın vergisi aracın kendi fiyatından çok olmamalı. Tamam çok güzel okul ders kitapları Allah razı olsun devlet tarafından karşılanıyor ( ben hatırlıyorum, hocamız ders kitapları için yayınevi yazar vs söylerdi, gider kitabımızı kendimiz alırdık. Hatta maddi durumumuz çok iyi değildi, 2.3.5. El falan alırdık, bir çok kişi böyle yapardı kitaplar asla aynı olmazdı.) ama insanın kendini geliştirmesi için kitap okuması gerekiyor ondan da vergi almamalısın. Daha çok yersiz vergi söyleriz ama söylediğimizde kalırız.
    7. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Ben diyorum ki devlet yönetim hakkını komple koç grubuna satalım. Biraz da özel şirket yönetsin bu ülkeyi. Ha alıcı bulursanız yurt dışından büyük şirketlere de satılabilir. Ruslar ve araplar olmaz. Onlar işin bokunu çıkarır.
    8. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Devlet vergi alır, almalıdır da. Ama aldığı verginin karşılığı olarak sana refah içinde bir yaşam sunmak zorundadır. Uganda’nın sorunu bu. Vergi çok, refah yok.
      3Başımız belaya girecek - bliss 04.07.2023 19:53:23 |#4560261
      1O görsel gözümde canlandı :) - daglar daglar 04.07.2023 19:56:28 |#4560262
      1Sorun çözüldü - daglar daglar 04.07.2023 20:24:49 |#4560267
      butun yorumlari goster (4)
    9. -4
      +
      -entiri.verilen_downvote
      devlet vergi alamaz! vergi ta en ilkel çağlardan günümüze dek zorbalıktır. ha illa vergi alacaksa, dalyaraklık yapmayıp insanların sağlık, eğitim ve barınma gibi bir dünya insani ihtiyaçlarını ya tamamen ücretsiz ya da minimal seviyede tutmak zorundadır. devlet dediğin şey zorba bir yapıdır. güçlünün başa geçip halkı sindirdiği. ve her devlet halkından korkmak zorundadır. korkmazsa, halkı anasının amına doğru domaltıp siker! sen de aldığın her üründen bir tane kendine, iki tane de devlete alırsın! devlet de kendi yandaşlarına ve piçlerine bu dünyada cenneti yaşatır!
    10. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      (bkz: aynen aynen neler yapıyor piçler) ceyhun elgin büyük adam... zira lise seviyesinde iktisat derslerinin mümkün ve mühim olduğunun altını çiziyordu. bu rezil başlığı görseydi tebessüm ederdi muhtemelen. bu ne bilimsizliktir diye isyan ediciğim az kaldı. misalen devlet tobin vergisini niye almasın amk? edebiyat yapmayın, tezinizi matematikle anlatın.
    11. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Padişahın biri halkının hangi noktadan sonra vergiye direneceklerini test etmek ister. Bunun için vezirlerini çağırır. Vezirleri huzura çıkar, saygılı bir şekilde beklerler. Padişah; — Köprülere adam koyun, geçenden bir akçe alsınlar! der. Aradan bir süre geçtikten sonra Padişah vezirlerine sorar: — Nasıl, halk hayatından memnun mudur? Herhangi bir şikâyet var mı? Vezirler: — Hiç bir tepki yok Sultanım! — İyi o zaman. Köprünün diğer tarafına da bir adam koyun, çıkandan da bir akçe alsın! Aradan bir süre geçmiş, Padişah tekrar sormuş vezirlerine: — Var mı halinden şikâyet eden? — Yok! Halkının tepkisizliğine kızan Padişah, gürlemiş: — Köprülerin ortasına da birer adam koyun, gelip geçeni siksin! Aradan birkaç gün geçmiş, halktan bir tepkinin olmamasına içerleyen Padişah, çağırmış vezirlerini, —Halkı dinleyelim hele bir, demiş. Gitmişler köye, Padişah sormuş: — Halinizden memnun musunuz, var mı bir şikâyetiniz? Ses yok. Padişah tekrar : —Taş üstünde taş omuz üstünde baş komam! Var mı şikâyeti olan hemen söylesin! Diye gürleyince arkalardan cılız bir ses duyulmuş: —Padişahım, o köprünün ortasındaki adam var ya! —Eeee! demiş Padişah bir umutla… Ne olmuş o köprünün ortasındaki adama? — Aksamları çok kalabalık oluyor, sıra uzuyor, eve geç kalıyoruz, mümkünse bir adam daha koysanız…
    12. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      dün eksik yazmışım. akşam 7’de müşterim gelecek. o gelmeden ekleyeyim; devletin değil vergi alması, kendisi saçmalıktır. iki tane yarak kafası insanları korku ve milli duygularla kandıracak ve herkes onların belirttiği kanunlar ve sınırlar çerçevesinde yaşayacak. ne güzel dünya amına koyim. o zaman gel sen benim belirlediğim kanunlar ve sınırlar içerisinde yaşa. dünyadan haberiniz yok sizin. dünyayı yaşadığınız sikik mahalle ve nüfus kağıdınızda yazan boktan yerden ibaret sanıyorsunuz. ulan dünyanın en gelişmiş ve zengin ülkesi isviçre’de bile en küçük bir mevzuda devlet hiçbir şey yapamıyor. mahalledeki insanlar istediği kararı alıp ona göre yaşıyor. ha dersin ki orada da sınırlar var, niye kimseyi almıyorlar. sizin gibi malları niye alsınlar amına koyim. siz devlet adındaki legal mafyanıza domalmaya devam edin. yok abi, valla sizden olmaz. hiç olacak gibi de durmuyor açıkçası. okullarda size, akademisyen adı verilen sistemin iki ayaklı köpeklerinin öğrettiği, zihninizi ve idrakinizi felç eden her şeyi gerçek sanıyorsunuz. işin garibi, o gerçek sandığınız hiçbir şeyin insan fıtratına uymadığını zerre anlamıyorsunuz. oğlum/kızım niye var sınırlar? sınırların olması sana ne fayda sağlıyor amına koyim! verginin olması sana ne kazandırıyor? beni deli mi edeceksiniz siz. lan bu sistem insan gibi devam ettirilsin ben her sınıra da varım, vergiye de. ama kabul etmiyorum. çünkü hepsi uydurma ve birilerine hizmet ediyor. bu kadar basit. en lüks sahilinde tatil yapamadığım ülkenin anasını sikerim ben. keza bana hizmet olarak dönmeyen vergi de zorbalık ve hırsızlıktır! paramı öyle ya da böyle çalan herkesin yedi sülalesini sikeyim!